Bakan Şimşek'in açıklamaları şöyle: Yatırımcılarla olan diyaloglar 4 ana başlık altında toplanabilir.
Birincisi içerideki siyasi gelişmelere karşı programın dayanıklılığı soruldu. Çok net yol haritamız var, enflasyonu düşürmek birincil önceliğimiz.
Bu konuda herhangi bir irade değişikliği yok. Bizim gündemimiz özetle vatandaşımızın gündemi. Küresel belirsizliklere karşı Türkiye'nin durumu soruldu. Dünya ekonomisindeki büyüme büyük belirsizlikle karşı karşıya. Katıldığımız resmi toplantılarda en çok geçen sözcük belirsizlik.
Buna ilişkin bakanlar kendi aralarında yeter dedi. 2007'den beri birçok G20, IMF toplantılarına katıldım.
Belirsizlik sözcüğünün bu kadar yaygın kullanıldığı toplantı gördüm.
Risk ve belirsizliği ayırmak lazım.
Belirsizlik çok farklı, risk yönetilebiliyor.
Bu belirsiz ortamda Türkiye'nin programı nasıl şekillenecek?
Birincisi belirsizlik demek büyümenin yavaşlayacağı beklentisi de var burada.
Küresel ticarette tıkanma, düşük büyüme demek.
Borsalar risklidir, en risklisi teknolojidir. İçerideki dışarıdaki gelişmeler rezervlere yansıdı.
Gözden Kaçmasın Altında satış dalgası devam ediyor Haberi görüntüle TÜRKİYE'YE YATIRIM KAYDIRMAK İSTİYORLAR Türkiye büyümek için dış talebe az bağlı.
Mal ve hizmet ihracatının milli gelir içindeki payı yüzde 30. Büyüme eğer artık çok aranan prim verilen bir husussa, Türkiye bu programla birlikte sağlıklı büyümenin temellerini atıyor. Orta ve uzun vadeli büyüme perspektifimiz iyi. Türkiye'nin ihracatının büyük kısmı kural bazlı serbest ticaret anlaşması olan ülkelere ya da komşu ülkelere gidiyor.
Bu da ikinci önemli faktör. Bu perspektifle baktığımızda, onlara dediğimiz şu, geçici olarak risk iştahının azalmasının yansımaları bizde de büyük. Ortalık yatıştığı zaman dönüp bakacaklar, hangi ülkeler avantajlı, hangileri dezavantajlı.
Küresel şok nereden kaynaklandı, ABD yönetiminin tarife açıklamaları. Türkiye'ye uygulanan ilave tarife yüzde 10, AB iki katımız, Asya'dakiler 3-5 katımız. Büyük avantaj burada da var. Türkiye fiyattan bağımsız ilave talep gelecektir. Asya'daki üreticiler bahsettiğimiz yeni dönemden nemalanmak için Türkiye'ye yatırım kaydırmak istiyor. Türkiye'nin küresel belirsizliğe karşı dayanıklılığı konuşulurken fon çıkışında biz de bu süreci yaşadık. Bir miktar daha fazla etkilenmiş olabiliriz. Küresel kırılmalara karşı en büyük ilaç bölgesel entegrasyondur.
TÜRKİYE AVANTAJLI KONUMA GELDİ
AB ile biz ekonomik entegrasyonda sorun görmüyoruz. Ancak üyelik sürecimiz siyasi sebeplerle uzun bir süredir sekteye uğramış durumda. Burada sorun AB büyük oranda. 2007’den itibaren bloke ettiler. Türkiye’de her şey yolunda giderken bloke edildi. Gümrük Birliği'nin güncellenmesi hem AB’nin hem Türkiye’nin lehine. Komisyona kalsa çoktan güncellenmişti. Burada sorun yine siyasi müdahaleler. AB’nin savunmada ve güvenlikte Türkiye’ye ihtiyacı var. Birçok konuda bize ihtiyaçları var. ABD yüzde 10 gümrük vergisi ile bizi en avantajlı ülkeler seviyesine çekti. Demir çelik tarifesinde de bütün dünya tarifesini yükseltince, Türkiye yeniden avantajlı konuma geldi.
ENFLASYON HEDEF PATİKASI İÇİNDE KALACAK
Enflasyon MB'nin hedef patikası içinde kalacak. Beklentilerde sınırlı kötüleşme var, TL'de değer kaybı var. Petroldeki düşüş çok net şekilde dezenflasyonist. Büyümede yavaşlama söz konusu olabilir. Biz başka bir gezegende yaşamıyoruz. Türkiye gelişmelerden etkileniyor. Arz yönlü bazı tedbirler alacağız, alıyoruz. Bütçemiz var, bütçede kaynakları daha üretken alanlara, verimli alanlara, rekabet gücünü artıracak alanlara kaydıracağız.
Enerjide dönüşümü hızlandıracak reform süreci Meclis'te. Burada özellikle Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak bizim önceliğimiz. İlave tedbirden çok harcama disiplini önemlidir. Avrupa'nın Türkiye'ye ihtiyacı var.
AB daha çok ekonomik anlamda daha olumlu gelecek inşa ederim arayışında. Türkiye savunma sanayinde muazzam mesafe katetti. Türkiye dünyanın en büyük ithalatçıları arasındayken, Türkiye bugün savunma sanayi ihracatında ilk 10'a girecektir. ABD'nin önde gelen teknoloji firmalarının tepe yöneticileriyle bir araya geldim, çok verimli görüşmeler yaptık.
Türkiye çok mesafe katetti. Brüt rezervlerde bugünkü haliyle yeterliliği sağlıyoruz. Rezerv kaybı söz konusu. Bu rezervleri cari fazla vererek biriktirmedik ki.
